Her çocuk devletin koruma şemsiyesi altındadır

Çocuk koruma alanına olan ihtiyaç hızlıca artıyor…

 

Çocuklara yönelik her türlü riskin önlenmesi, ortadan kaldırılması ve tedavi edici hizmetler çocuk koruma alanı kapsamında bulunuyor. Her çocuğun devletin koruma şemsiyesi altında olduğunu belirten uzmanlar; aile birliği parçalanmış, temel ihtiyaçlarını karşılayamayan, ihmale ve istismara açık hale gelen çocukların özel olarak korunmaya ihtiyaç duyduğunu ifade ediyor. Öğr. Gör. Ezgi Tesir, çocuk koruma alanına olan ihtiyacın hızlı bir şekilde arttığına dikkat çekerken aynı zamanda bu alanda çalışan personel niteliğinin de artırılmasının önemini vurguluyor.

 

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Çocuk Koruma ve Bakım Hizmetleri Program Başkanı Öğr. Gör. Ezgi Tesir, çocuk koruma alanının kapsamı hakkında değerlendirmelerde bulundu.

 

Önleyici ve tedavi edici hizmetleri kapsıyor

Çocuk koruma alanının çocuklara yönelik her türlü riskin önlenmesi ve ortadan kaldırılması, çocuğun üstün yararının ve esenliğinin korunması, gelişiminin desteklenmesi gibi amaçların gerçekleştirilmesi yönünde verilen hizmetleri, mevzuatları ve kuruluşları kapsayan bütüncül bir alanı ifade ettiğini belirten Öğr. Gör. Ezgi Tesir, “Bu alan hem önleyici hem de tedavi edici hizmetleri içerir. Bir yandan çocukların maruz kalabileceği çeşitli sağlık sorunlarını, bağımlılık, istismar, şiddet gibi riskleri önlemeye yönelik hizmetler bulunurken, bir yandan da madde kullanımı olan, ağır işlerde çalıştırılan, suça sürüklenen, ihmal ve istismara maruz kalan çocuklar gibi çeşitli risklerle karşı karşıya gelmiş grupların korunmasını, desteklenmesini ve tedavisini içeren hizmetleri kapsar.” dedi.

 

Ailesi dağılan çocuklar korunmaya muhtaçtır

Öğr. Gör. Ezgi Tesir, her çocuğun devletin koruma şemsiyesi altında olduğunu vurguladı ve sözlerine şöyle devam etti: 

 

“Ancak bazı çocuklar özel olarak korunmaya ihtiyaç duyarlar. Burada ‘korunmaya ihtiyacı olan çocuklar’ kavramına değinilmesi gerekiyor. Çocuklar için korunmaya ihtiyaç duyma durumu, meydana gelen bireysel ve sosyal sorunlar çerçevesinde aile birliğinin parçalanması ve çeşitli sebeplerle varlığını devam ettirememesi durumunda oluşan bir problemdir. Yani çeşitli sebeplerle ebeveynleri ile birlikte yaşamayan veya ailesiyle birlikte olsa da ihtiyaç duyduğu ilgi ve sevgiden yoksun kalan, temel ihtiyaçları karşılanmayan, suça sürüklenen, gerekli eğitimi alamayan, çalıştırılan, ihmale ve istismara açık duruma gelen, kötü muameleye maruz kalan çocuklar korunmaya ihtiyacı olan çocuklar içerisinde sayılır.” ifadelerini kullandı. 

 

Sosyal sorunlardan en çok çocuklar etkileniyor

Toplumlarda yaşanan sosyal sorunlardan en çok etkilenen hassas grupların başında çocukların geldiğini belirten Öğr. Gör. Ezgi Tesir, “Göç, yoksulluk, işsizlik, şiddet gibi sosyal sorunların aile yapısını değiştirdiği ve dolayısıyla da çocukların yaşam şartlarını etkilediği görülüyor. Günümüzün en temel sosyal sorunu yoksulluk. Yoksulluk çocuklar için temel gıdaya, uygun barınma koşullarına, eğitime, sağlık hizmetlerine erişmeme gibi sorunlara sebep olurken bir yandan da şiddet, istismar, madde kullanımı, aile parçalanması, suça sürüklenme gibi birçok sosyal sorunun da itici gücünü ifade ediyor. Bu bağlamda çocuk koruma alanına olan ihtiyacın hızlı bir şekilde arttığı söyleyebiliriz.” dedi.

 

Problemle karşılaşmadan müdahale edilmeli

Çocuk koruma alanında tedavi edici hizmetler çok önemli olduğunu vurgulayan Öğr. Gör. Ezgi Tesir, “Bu alanı iyileştirmek ve çocuğun üstün yararını korumak için önleyici hizmetleri doğru ve zamanında yürütmek de önemlidir. Yani çocuk bir problemle karşılaşmadan biz bunun önlemini aldığımızda çocuğu gerçekten korumuş oluruz. Örneğin yoksulluğun olduğu bir ailede çocuk suça sürüklenmeden, eğitimden kopmadan veya istismarın herhangi bir çeşidine maruz kalmadan o aileyi desteklemek hem çocuk açısından hem de çocuk koruma sisteminin yükünün azaltmak açısından doğru bir müdahale olacaktır.” ifadelerini kullandı. 

 

Personel niteliğinin artırılmasına önem verilmeli

Çocuk koruma alanında çalışan personel niteliğinin artırılmasının da önemli noktalardan biri olduğunu belirten Öğr. Gör. Ezgi Tesir, “Her kademede çalışacak personelin özellikle de çocukların korunma altına alındığı kurumlarda çocukların doğrudan iletişim içerisinde olduğu bakım elemanlarının bu alanda eğitim almış kişilerden oluşması bir gerekliliktir. Çocuklarla çalışan personel ve okuldaki öğretmenlerinin sürekli iletişim halinde olması, hem korunma altındaki çocukların sağlıklı takibinin yapılması hem de risk altındaki çocukların erken tanısının sağlanması açısından okul sosyal hizmetinin aktif bir alan olarak yaygınlaştırılması üzerinde durulması gereken önemli noktalar arasındadır.” dedi. 

 

Temel sorumluluk devlete ait

Üsküdar Üniversitesi Çocuk Koruma ve Bakım Hizmetleri Program Başkanı Öğr. Gör. Ezgi Tesir, mevzuatlarda temel sorumluluğun devlette ait olduğunu söyledi ve sözlerini şöyle tamamladı:  

 

“Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, yerel yönetimler ve kolluk kuvvetleri gibi birçok kurumun bünyesinde çocuk koruma alanına yönelik sorumluluklar tanımlanmıştır. Ancak devletin yanı sıra sivil toplum kuruluşları da bu alanda önemli yer tutmakta, aynı zaman da özel sektörün de bu alana yönelik hizmetleri bulunmaktadır. Konuyla ilgili kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliği içerisinde yürüttüğü proje ve hizmetlerin sayısının ve kapsayıcılığının arttırılmasının çocuk koruma alanı için önemli gelişmeler sağlayacağını da söyleyebiliriz.”

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

deneme bonusu veren siteler
Likit istanbul psikolog instagram takipçi satın al yangın merdiveni